Yüz Lekesi

Yüz Lekesi
Zavallı fakirin varı yoğu bu örtü ve su tasıydı. Onu da Peygamberimiz satılığa çıkarmıştı. İnanılacak gibi değildi!

  Küçük Enes, Peygamberimizin en sadık hizmetkârlarındandı. Peygamberimizle yaşadığı, birbirinden güzel pek çok hatırası vardı Enes bin Malik’in. Başkaları da Peygamberimizi tanıma imkânı bulsun diye, yeri geldikçe paylaşırdı yaşadıklarını.

     Onun anlattığı bu değerli hatıralarından birine göre bir gün, Ensar’dan bir adam, Peygamberimizin yanına dilenmeye geldi. Ondan bir şeyler istedi. Peygamber Efendimiz,

     — Evinde bir şeyler yok mu, diye sordu. Adam,

     — Elbette var. Bir kısmını altımıza yaydığımız diğer kısmını da üzerimize örttüğümüz bir örtümüz, bir de su içtiğimiz tasımız var, diye cevap verdi.

     — Git ve onları bana getir, buyurdu Peygamberimiz.

     Acaba onları getirtip ne yapacaktı?

     Hemen gidip örtüyü ve su tasını getirdi fakir adam. Peygamber Efendimize verdi.  Efendimiz, eline aldığı örtüyü ve su tasını kaldırıp,

     — Bunları benden kim satın alır, diye seslendi oradakilere.

     Zavallı fakirin varı yoğu bu örtü ve su tasıydı. Onu da Peygamberimiz satılığa çıkarmıştı. İnanılacak gibi değildi!

     — Ben ikisini bir dirheme alırım, dedi bir adam. Efendimiz,

     — Bir dirhemin üzerine kim artırır, diye seslendi. Belli ki satışı açık artırma usulüyle yapmak istiyordu. Cevap alamayınca birkaç kez,

     — Bir dirhemden fazla verecek yok mu, diye tekrar etti sözlerini.

     — Ben ikisini iki dirheme alırım, dedi başka biri.

     Daha fazla artıran çıkmayınca, örtüyü ve su tasını o adama sattı. Aldığı iki dirhemi mal sahibine verip,

     — Bunun biriyle yiyecek bir şeyler satın al, ailene götür. Diğeriyle de bir keser satın al, bana getir, buyurdu.

     Adam gitti. Peygamber Efendimiz onu beklemeye başladı.

     Kendisine söyleneni aynen yaptı ve nihayet elinde keserle döndü fakir adam. Keseri getirip Peygamberimize verdi.

     Bir ağaç dalı buldu Peygamber Efendimiz. Oturup yonttu ağaç dalını. Uğraşıp emek verdi ve bizzat kendi elleriyle kesere bir sap taktı. Artık kullanılmaya hazırdı.

     Keseri adama vererek,

     — Git kuru odun topla ve sat. On beş gün gözüme görünme, buyurdu.

     Fakir adam gözden kayboldu.

     Kendisine verilen süre dolunca Peygamber Efendimizin yanına tekrar geldi.

     Bu sırada ne mi olmuştu?

     On beş gün boyunca çalışmış, odun toplayıp satmıştı. Bir dirheme aldığı keserle tam on dirhem kazanmıştı. Kazandıklarının bir kısmıyla elbise bir kısmıyla da yiyecek satın almıştı. Artık durumu eskisinden çok daha iyiydi.

     Böylece fakir adam, başkalarına el açıp dilenmek yerine, çalışıp para kazanmayı öğrenmişti. Kendine güveni ve saygısı artmıştı. O çaresiz, perişan ve ümitsiz hâlinden eser kalmamıştı.

     Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, adama şöyle dedi:

     — Kıyamet günü Allah’ın ve insanların huzuruna yüzünde dilencilik lekesiyle gelmenden, işte bu yaptığın senin için daha hayırlıdır...(*)

     [ Musa Mert ]

     Çizen: Yahya Alakay

     Diyanet Çocuk Dergisi, Aralık 2015, s. 6, 7.


(*) Ebu Davud, Zekat 26; İbn Mace, Ticaret 25.