O'nu Göndermeseydi (2013 Kutlu Doğum Projesi)
2013 Kutlu doğum Projesi'nin serüveni. Proje nereden çıktı, nasıl gerçekleştirildi. Ayrıntılarını merak edenler için...
O'NU GÖNDERMESEYDİ PROJESİ EKİBİ
Musa MERT
Nurullah BORA
İshak AŞAR
İzzet EKER
Halit ARAPOĞLU
Mehmet Fatih BÜTÜN
Gökhan AY
PROJE HAKKINDA
Birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmek, milliyet ve dil ayrımı yapmaksızın insanlık onurunu ön plana çıkararak herkesi Hz. Muhammed (sas) sevgisinde buluşturmak da projemizin amaçları arasında yer almaktadır.
Milli Eğitim camiasının mensupları olarak Türkiye genelinde 81 ilimizin Hz. Muhammed (sas) sevgisinde buluşmasına vesile olarak birlik ve beraberliğimizi korumak, pekiştirmek ve ilerisi için iyi örnek oluşturarak başarılı ürünler ortaya koymak da projenin amaçları arasındadır.
Projenin görünen amacı ise Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde Hz. Muhammed (sas)’ye olan sevgilerinden ötürü salonları dolduran izleyicilere “Allah (cc) O’nu (sav) göndermeseydi’nin muhasebesini yaptırmak” ve etkileyici bir sinevizyon sunumunu oluşturmaktır.
Öncelikli hedefimiz ise Hz. Muhammed (sas)’yi mümkün olduğunca çok sayıda insanın gündemine oturtmaktır. Bunun temini için sosyal medyanın ve internetin imkânlarından azami ölçüde istifade edilecektir.
BU PROJE NEREDEN ÇIKTI?
Aslında bu proje okul bazında daha önceki yıllarda Nurullah Bora hocamızın yaptığı daha sonra da çeşitli illerde arkadaşların öğrencileriyle yaptığı tek kelimeyle Hz Muhammed röportajlarının bir sonraki aşamasıdır. 2013 yılı için Kutlu doğum haftası etkinliği olarak neler yapılabileceği arkadaşlar arasında sosyal medya ortamında istişare edilirken yine Nurullah Bora hocamızın önerisiyle gündemimize girmiştir. Bu öneri daha sonra proje haline dönüştürüldü.
ESER NASIL BELİRLENDİ?
Nasıl bir başlık, nasıl bir tema olması gerektiği uzun süre tartışıldı. Daha sonra (8500 üyesi olan İzzet EKER Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri Paylaşım Grubu) facebook grubumuzda bir anket oluşturuldu. 81 ilimizin katılacağı bir video oluşturmak istiyoruz nasıl bir temaya sahip olsun diye soruldu. Bazı arkadaşlar “veda hutbesi” seslendirilsin dedi. Bazı arkadaşlar “İnsanlık onuru konulu hadisler” seslendirilsin dedi… Kimisi naatlarımızdan seslendirme yapalım dedi… Ancak en fazla istek yeni bir metin hazırlanması yönündeydi.
Bunun üzerine bu projenin mimarı arkadaşlar ile (Nurullah Bora, İshak Aşar, Musa Mert, İzzet Eker, Halit Arapoğlu, Mehmet Fatih Bütün, Gökhan Ay) yeni bir metnin hangi özelliklere sahip olması gerektiği uzun uzun tartışıldı. Grubumuzda kalemi Hz. Muhammed (sav) sevgisini anlatmakta kabiliyetli olan arkadaşların bu hususta yardımcı olması için çeşitli duyurular yapıldı. Ancak her ihtimale karşı edebi yönü kuvvetli ve MEB tarafından seçmeli derslerde okutulan Hz. Muhammed’in Hayatı (Siyer) kitabının yazarlarından Eğitimci Yazar Musa MERT hocamızdan bu ihtiyacı giderecek 81 ilde 81 öğrencinin seslendirebileceği formatta bir metin hazırlaması istendi. O da sağ olsun kırmadı bizleri ve tüm yoğunluğunun arasında “Allah rızası için” sadece bu projede kullanılmak üzere “O’nu (sav) Göndermeseydi” başlıklı metni hazırladı ve bize ulaştırdı.
81 İLDE PROJEYE KATILACAKLARA NASIL ULAŞILDI?
Tabi bütün illerden gönüllü bulmak çok da kolay olmadı. Metnin yazım süreci devam ederken Türkiye’nin 81 ilinde görev yapan çoğunluğu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerinden oluşan facebook grubumuzdan duyurular yapıldı. Herkesin iletişim bilgilerini kendisinin ekleyebileceği bir form oluşturuldu. Arkadaşlardan bu projede yer almak isteyenler illerini ve iletişim numaralarını oraya yazdılar.
Bazı illerimizden birden çok gönüllü bulunurken bazı illerimizden ise sorumluluğa talip olan çıkmadı. Sahipsiz kalan illerimize tanıdıklarımız aracılığıyla yine İzzet Eker hocamızın sitesi aracılığıyla, DKAB Öğretmenleri Platformu ve Erdem Çakı hocamız aracılığıyla ulaşılmaya çalışıldı. Uzun süren uğraşlarımız neticesinde gönüllü olan Kur’an Kursu öğreticisi, Ana sınıfı öğretmeni, Doktor, Müdür ve Akademisyenlerle Türkiye’nin her ilinden en az bir temsilci bulduk.
Biz gönüllü temsilcilerimizi hazırlarken Musa Mert hocamız da metni hazırladı. Hazırlanan metni çekim yapacak arkadaşlara örnek olması açısından önce -kendisi Radyo ve Televizyon bölümü de mezunudur aynı zamanda- Iğdır’da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan, M. Fatih Bütün hocamıza seslendirttik. Daha sonra çekimlerin nasıl yapılacağını, kayıt alınırken nelere dikkat edileceğini, kayıt yapılacak kamerada bulunması gereken özellikleri ifade eden minik bir rehber hazırladık. Bu rehberi çeşitli paylaşım ortamlarında paylaşarak, yine mail yoluyla da arkadaşların iletişim adreslerine göndererek arkadaşlara ulaştırdık.
BU HAZIRLANAN REHBERDE NELERDEN BAHSEDİLİYORDU BİRAZ DAHA AÇALIM
Rehberde gönüllü arkadaşlara yardımcı olması amacıyla, çekimleri nasıl yapacakları ile ilgili bilgiler yer alıyordu. 81 ilden aynı kalitede aynı ölçülerde kayıt gelmeyeceğini biliyorduk. Zaman kaybetmemek için rehber hazırlamanın ve birtakım standartlar belirlemenin uygun olacağını düşündük. Hazırladığımız rehberde arkadaşlarımıza güzel ve kaliteli bir video hazırlanabilmesi için dikkat etmeleri gereken hususları;
Özellikle vurgu ve tonlamaya, bir önceki metin ile bir sonraki metni dikkate alarak seslendirme yaptırmaya dikkat edilmesi gerekir.
Seslendirmenin öncesinde ve sonrasında 5’er saniyelik boşluklar bulunmalıdır.
Çekim yapılan makine Full HD çekim kalitesine sahip olmalı, En boy çerçeve ölçüsü en düşük 1280*720 olmalı ve çekimler yatık olarak şehrin en bilinen simge yerlerinden birinde ülkemizin kültürel ve dil zenginliğini ifade edecek biçimde yapılmalıdır.
Çekilen videolar çeşitli paylaşım ortamları aracılığıyla paylaşılıp mail yoluyla bize ulaştırılmalıdır.
şeklinde ifade etmiştik.
ÇEKİLEN VİDEOLARI NASIL TOPLADIK?
Arkadaşlarımıza çekimler için 1 haftalık bir süre vermiş, aksaklıklar olabilir düşüncesiyle 2 günlük gecikme payını da ilave etmiştik. Ancak bazen her şey planlandığı gibi gitmeyebiliyor… 1 haftalık sürenin bitimine yakın videolar gelmeye başladı ama belirtilen standartlara uymayan videolar var içlerinde… Bir yükün altına girilmiş bulunuldu geri dönüş olmaz tabi… Arkadaşların hoşgörüsüne ve iyi niyetlerine sığınarak tekrar çekim yapmalarını istedik. Araya hafta sonu girdi vs. çekimler sarktı diğer haftaya… Neticede beklenen videolar da geldiğinde bakıldı ki eksik videolar var… Gönderilmemiş iller var… Buradaki arkadaşlarla iletişime geçildi hemen… Bazı arkadaşlar unutmuş, bazıları başka arkadaş var o çeker diye çekmemiş, bazı arkadaşlar hastalanmış, bazı arkadaşların yakınları rahatsızlanmış vs. çekim yapamamışlar… Bu arkadaşlara ilave süre tanıdık. Yapamayacak durumda olanlardan yerine başka birini bulmalarını istedik. Sağ olsunlar bizim anlayışlı yaklaşımımızı onlar da anlayışla karşıladılar ve yardımcı olmaya çalıştılar. Ancak bu süreçte iletişim bilgilerinden kendilerine ulaşamadığımız arkadaşlarımız da oldu. Buraları ya kendimiz gidip çektik ya da oradan bir dostumuza bu işi havale ettik. Velhasıl videoların toparlanması ve tamamlanması süreci 3 haftaya sarktı.
ANA VİDEONUN OLUŞTURULMA AŞAMASINDA NELER YAPILDI?
Projeye katılım yapmayan iller olduğu kadar projeye birden fazla katılım yapan illerimiz de vardı. Bu illerdeki arkadaşların videoları nasıl değerlendirilecekti. Neticede Ana videoda sadece bir arkadaşımızın videosu yer alacaktı. Diğer arkadaşlarımızın videosu nasıl elenebilirdi ki? Hepsinde bir emek, bir sevgi, bir söz, bir heyecan vardı. Biz bu durumda olan illerimizdeki arkadaşlarımıza kendi okullarında gösterimini yapmak üzere kişiye özel sürüm videolar hazırlama sözü de vermiştik. Kriterlerimize göre bir videoyu seçtik ana video için ama sonrasında bizi ayrı bir telaş aldı. Vakit yaklaştı. Nasıl yetiştireceğiz sorusu derin derin düşünülmeye başlandı proje ekibi tarafından… Tabi bu durum montaj yapacak arkadaşı da zor duruma soktu. Çünkü yetiştirilmesi gereken bir tarih vardı. Verilmiş sözler ve planlanan programlar vardı. Öneriler alındı değerlendirildi ve Profesyonellerden yardım alma kararı verildi.
Gecesiyle gündüzüyle çalıştık, çabaladık ve belirlenen tarihe kendi imkânlarımızla izlenebilecek ve izletilebilecek bir video ortaya çıkardık. Tabi kaliteyi ve daha güzeli elde etmek için profesyonel desteğiyle daha güzel bir video ortaya çıkarmak hayalimizdi. O hayalimizin peşine düştük. Profesyonel desteği aldık ama HD görüntü kalitesinde olmasını isterken VGA görüntü kalitesinde olduğu için kullanamadık. Destek aldığımız profesyonel arkadaş da hasta olduğu için tekrardan rahatsız edemedik. Kendi imkânlarımızla, var olan tecrübemizle/tecrübesizliğimizle neticede projemize son halini verdik.
BU SÜREÇTE SİZİ ETEKİLEYEN, DUYGULANDIRAN ŞEYLER VAR MIYDI DERSENİZ...
Olmaz mı, derim..
Projeye katılan arkadaşların samimiyeti, iyi niyeti, hoşgörüsü, bize olan güveni, bizi çok etkiledi…
Bazı arkadaşlarımızın çekimlerinde gözümüze takılan teknik problemler vardı mesela… Arkadaşlarımızın çoğu tekrar çekim yapmaktan yüksünmediler. Tekrar kilometrelerce uzağa gidip, öğrencisini götürüp çekimlerini tamamladılar… Bize ve projeye o kadar güvenmişlerdi ki daha iyisi olsun istediğimizi biliyorlardı. Onlar da aynı şeyi istiyorlardı. Daha iyisini ve kalitelisini alabilmek için 3-4 kez çekim yaptırdığımız arkadaşlarımız oldu. Ama hiçbiri de yeter hocam, elimden gelen bu! Daha uğraşamam demedi. Hem de bu süreç içerisinde kendi okullarında yapacakları programların hazırlıkları ve yoğunlukları da devam ediyordu.
Yine projeye katılan arkadaşların birbirleriyle tatlı rekabeti bizi çok etkiledi…
Ana videoda yer alabilmek için çıtayı yükselten, elinden gelenin en iyisini yaptığını düşünüp daha sonra daha da güzel çekimler yapıp bu sanki daha güzel oldu, bunu kullanabilirsiniz diye mail gönderenler oldu bize… En etkileyici videoyu en çarpıcı sunumu yapabilmek için birbirleriyle yarıştılar… Tıpkı Peygamberin ashabının hayırda yarıştığı gibi…
Bazı arkadaşların üstün gayretleri de çok etkiledi bizi…
Bir arkadaşımız öğrencisiyle birlikte resmi izinleri de alarak madene girdi, orda çekim yaptı… Bir arkadaşımız, kendisine çok uzak olan Harput kalesine gidip çekim yaptı… Bir arkadaşımız bir şehirden başka bir şehire 300 km’lik yola gidip çekim yaptı… Bir arkadaşımız sırf bu çekimde kullanabilmek ve kaliteli çekim yapabilmek için 1500 TL değerinde fotoğraf makinesi aldı… Velhasılı bu proje gönüllerin ve gönüllülerin projesiydi… Çok fedakarlıklar yapıldı… Rabbim her şeyden haberdardır… Hiçbir şeyi karşılıksız bırakmayacaktır…
(İshak Aşar diyor ki: ) Kendi adıma konuşmam gerekirse; Beni en çok duygulandıran ve etkileyen şey böylesine güzel bir projenin içinde olmaktır. Bu proje esnasında zaman zaman günde iki kez telefonumu şarj ettim. Günde ellinin üzerinde kişiyle görüştüm. Çoğu geceler sabaha karşı yattım. Ama hiç rahatsız olmadım. Çünkü bu projede O (sas) vardı. Çünkü bu projede O(azze ve celle)’nin rızasını aramak vardı. İnşallah zahmetlerimiz Rabbimin katında Rahmet olarak değer kazanmıştır…
Yorum Gönder