Bin iki yüz kilometre. Binekle gelse bile günlerce süren zorlu bir yolculuktu bu. Onca yolu bunun için tepmiş olamazdı. Hazreti Ebu’d-Derda da aynı kanıdaydı.[...]
Hayvanın yuları Hazreti Ebu Bekir’in elinden düşüverdi. Belli ki sıkı tutmamıştı. Devenin eğri boynundan kayıp inen yular, çenesinden aşağıya sarktı. Hazreti Ebu Bekir dağ gibi hörgücün üzerinde öylece kalakaldı. Bulunduğu yerden yulara ulaşması mümkün değildi. Yular, devenin dümeniydi. Dümeni olmadan deveyi nasıl yönetebilirdi![...]